SERİKLİ AVUKAT YAŞAR TOPAL, NUREDDİN VEREN ve KANAL AVRUPA İŞBİRLİĞİYLE ŞANTAJLA PARA SIZDIRMA GİRİŞİMİ SERİK BELEDİYESİ’NDEN NASIL PÜSKÜRTÜLDÜ?
Kısmetse Serik’le ilgili bu son yazım dostlar. Burada görev yaptığım süre içinde siyasetin ve ülkenin içinde yaşadığı darbe teşebbüsü sonrası ortamın, insanları nasıl kirlettiği ve zehirlediğiyle ilgili fikir sahibi oldum.
Bu yazı mahiyeti itibariyle bütün ülkeyi ilgilendiren bir konunun ifşasıdır. Burada ifade ettiğim gerçekler, ülkemde ABD/MOSSAD menşeli FETÖ ihanet örgütüyle mücadelede çok ciddi yanlışlar yapıldığının ve elan yapılmaya devam edildiğinin bir vesikasıdır. Bugüne kadar Devletin uhdesinde olan bu bilgi artık tarihe mâl olmalıdır.
Yine bu yazı insanların korkularını ve/veya zaaflarını kullanarak FETÖ olgusundan şantajla para sızdırma faaliyetlerine güzel bir örnektir. Kanal Avrupa televizyonunun Nurettin VEREN’le işbirliği yapması sonucu karıştığı fırsatçılık ve yasadışı işlerine delil niteliğinde bir tanıklığı içermektedir. Serik’te avukat olduğu rivayet edilen, haktan hukuktan, masumiyet karinesinden, insanların lekelenmeme hakkından bihaber kifayetsiz muhteris Yaşar TOPAL adlı şahsın kriminal tiplerle kasıt ve husumet içeren suç ortaklığının acıklı hikayesidir.
Daha önceden “Serikten İki Müfteri –Zavallı Ömer Gürler ve Yaşar Topal’ın Mahkemedeki İbretlik Halleri” başlıklı makalemi kendi sitemden yayınlamıştım. Bu makale Yaşar TOPAL adlı sözde Ak Partili, yeni aday Enver APUTKAN’ın danışmanı olduğu söylenen şahsın konumunu açık bir şekilde deşifre edecektir. Ak Parti’nin toplumun önüne koyduğu adaya, Yaşar TOPAL danışmanlık yapıyorsa, genel merkez dâhil herkes şapkasını önüne koyup düşünmelidir.
Gelelim yaşanan gerçeğe ve Yaşar TOPAL’ın çapını ve ahlakını gösteren ibretlik olaya.
Bu makalede geçen olaylar ve isimler gerçektir. Bu adi şantaj ve para sızdırma girişimi
Serik’te gerçekleşmiştir. Bu ve benzeri olaylarla bu ülkede kimler soyulup soğana çevrilmiştir? Bu şimdilik bizce meçhul olup şantaja maruz kalanlarca bilinmektedir!
Bu olay 2017 Temmuzunda gerçekleşmiş ve devletimizin ilgili birimleri o tarihte haberdar edilmiştir. O günden bu güne yaklaşık 1 yıl 8 ay geçmiş ve bu olayın kamuya ve tarihe mâl olma zamanı gelmiştir.
Şantajın Hikâyesi İşte Böyle Başladı…
10 Temmuz 2017 Pazartesi günü Serik Belediye Başkanlığı özel kalemi Nurettin VEREN adlı şahıs tarafından aranmış, arayan telefon kaydedilerek tarafıma yönlendirilmişti. Söz konusu 0542 ..9 29 29 irtibat telefonunu aradığımda karşıma Nurettin VEREN’in asistanı olduğunu söyleyen Ahmet TÜBCEL isimli bir şahıs çıktı. Bana Nurettin VEREN’in FETÖ ile mücadele çerçevesinde AKİT televizyonunda program yaptığını, Serik’te de bir program düşündüğünü, bu sebeple Nurettin VEREN’in Serik’e geleceğini, belediye başkanımızla görüşmek istediğini söyledi. VEREN’in daha sonra Antalya’nın valisi, başsavcısı ve ağır ceza reisiyle görüşeceğini de özellikle ifade etti!
Söz konusu kişi kamuoyunda bilinen bir kişiydi ve başkanın da onayını alarak görüşme teklifine olumlu cevap verdik. 19/07/2017 gecesi Serik’e gelecek olan Nurettin VEREN ve asistanı Ahmet TUBCEL için S…O otelde güvenlik nedeniyle ismi açık yer ayırttık.
Kahvaltıda Buluşma ve Sohbet.
20.07.2017 Perşembe sabah saat 9’da S…O otelde başkan ÇALIK’ın , Nurettin VEREN’in, Ahmet TÜBCEL’in ve benim katıldığım bir kahvaltıda buluştuk ve konuştuk. Nurettin VEREN, AKİT TV adına Serik’te 3 saatlik bir canlı yayın planladıklarını, bunun dışında FETÖ ile mücadelenin ihtisas gerektirdiğini, FETÖ ile Mücadele Derneği kuracaklarını, bunu Konfederasyon haline getireceklerini söyleyerek, bu konuda Antalya için kurucu olmamamızı istedi ve yapılacak programın canlı yayını için yardım talep etti. Bu konuda belediyeden ciddi bir bütçe ayıramayız, canlı yayın için bizden ne istiyorsunuz diye sorduk. Sayın VEREN Lojistik destek dışında hiçbir şey istemiyoruz, ekibimize yeme içme yatma imkanları sağlansın başka bir şey gerekmez, bu iş için bir ekibimiz hafta sonu Serik’e gelecek ön çalışmaları yapacak dedi.
Sohbet esnasında Nurettin VEREN FETÖ konusunda devletin büyük yanlışlar yaptığını, suçsuz insanların içeriye atıldığını (ki birçok adli hatanın ve kastın olduğu konusunda bende aynı fikirdeyim) söyleyerek Ege Üniversitesi Rektörü Mustafa Cüneyt HOŞCOŞKUN’un FETÖ’cü olmadığı halde görevden alındığını, yerine FETÖ’cü Beril DEDEOĞLU’nun atandığını, YÖK Başkanı Yekta SARAÇ’ın da FETÖ cü olduğunu ve/veya FETÖ’cülere hizmet ettiğini, YÖK’ün FETÖ’cü kaynadığını buralarda temizlik yapılmadığını söyledi. Ege Üniversitesi rektörünü bir iki ay öncesinden programa çıkartmayı teklif ettim, benimle programa çıksaydı başına böyle bir şey gelmeyecekti, dedi. Üst düzey tanıdıklarından çokça bahsetti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın dostları, arkadaşları olduğundan vb bahsetti. .
Bu arada AKİT TV ve BEYAZ TV’de ki faaliyetlerinden ve burada FETÖ ile nasıl mücadele ettiğinden neler yaptığından bahsetti. Bu televizyonların bu mücadelede yanında olduğuyla ilgili söylemlerde bulundu. Kendi çocuklarını FETÖ’ye nasıl kaptırdığından da uzun uzun söz etti. Tabiri caizse bol bol ağladı. Çocukları FETÖ’nün askeri olmuş ve babalarıyla görüşmüyorlarmış. Birinin yerini yeni tespit etmiş, ama kendisiyle görüşmek istemiyormuş falan, filan…
- VEREN Saat 11.30 gibi valiyle ve başsavcıyla, ağır ceza mahkemesi reisiyle görüşeceklerini söyleyerek otelden koruma polisleriyle birlikte ayrıldı.
Başkan ÇALIK bana, bunlar bana güven vermedi, A. TÜBCEL denen şahsı tanıyorum. Galiba Avrupa TV’dendi. Güvenilir bir adam değildir, bir araştıralım hocam, AKİT’e mi geçmiş, dedi. Bu kişinin Akit TV ile hiçbir ilgisinin olmadığını on beş dakika içinde öğrendim.
23 Temmuz Pazar günü . 0546 …. 63 43 no’lu telefondan arandım. AKİT için naklen yayın ekibi olduklarını, dört kişi olduklarını, bir hafta müddetle burada program için hazırlık yapacaklarını, 16-23 Temmuz arasında Serik’te bulunacaklarını söylediler ve barınma yeri talep ettiler. Bu taleplerini karşıladık. Bu kişilerin arasında yayının planlamasını yapacağını söyleyen Mustafa TÜBCEL, muhatap olduğumuz kişiydi. Gelen naklen yayın ekibi M. TÜBCEL dışında Akit İstihbarat Şefi olarak tanıttıkları Aydemir ELGİN, sunucu olarak Sevde AKOVALI, kameraman olarak İzzet KUCUR isimli kişilerdi.
Konaklamaları için ayrılan otele kadar misafirlerimize basın yayın görevlimiz Murat BALTA eşlik etti. Mustafa TÜBCEL, Murat BALTA’ya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes TÜREL’le bir saati aşkın görüştüğünü ve TÜREL’in bu programın yapılması için onay ve destek verdiğini vs. anlatmış. Pazartesi günü akşamı program hakkında görüşme yapmak üzere sözleşildi.
17 Temmuz Pazartesi Akşamı Boğazkent Tesislerinde Görüşme.
Boğazkent tesislerinde bir araya geldik. Ben bu görüşmeye ekibin haberi yokken Başkan ÇALIK’ı da davet ettim. Konuşmalar ilerlediğinde ve ekibin AKİT TV ile ilgisinin olmadığını tespit ettiğimizi söylediğimizde, İzmir’den geldiklerini ve AKİT değil KANAL AVRUPA adına 3 saatlik naklen yayın yapacaklarını itiraf ettiler. Başkan ÇALIK, AKİT dediniz, KANAL AVRUPA çıktı! Bizi kandırdınız yani öyle mi, diye sordu. Öyle olmadığına AKİT TV’le ve BEYAZ TV ile ortak çalıştıklarına ikna etmek için dil döktüler. Bunun üzerine tekrar sordum . Bizden tam olarak ne istiyorsunuz? Sadece lojistik destek dediler. Programın bir saatinin Serik’in ve Serik’teki Turizm tesislerinin tanıtımına, bir saatinin Serik’teki Belediye hizmetlerinin tanıtımına, diğer bir saatinin ise FETÖ örgütü ve FETÖ ile mücadeleye ayrılacağını söylediler. Formatta anlaştık.
Ağızdan Çıkan Baklalar.
Başkan görüşmeden ayrıldıktan sonra, Mustafa TÜBCEL, Yaşar TOPAL kim diye sordu. Durum benim açımdan anlaşılmıştı! Anlamazlıktan gelip niye sorduklarını sordum. M. TÜBCEL, Serik belediyesiyle ve bizlerle ilgili bir dosyanın kendilerine gönderildiğini, Anadolu Ajansında çalışan güvendikleri birine Yaşar TOPAL’ın güvenilir birisi olup olmadığını sorduğunu, TOPAL’ın söylediklerinin % 20’si doğrudur gerisi yalandır, cevabını aldığını ifade etti. Güldüm ve bu kişinin normal birisi olmadığını bazı muhalif ve sıkıntılı siyasilerin bu adamı kullandığını tahmin ettiğimizi, dosya denilen şeyin bizce sır olmadığını, söylediklerinin hepsinin yalan olduğunu söyledim.
Konuşmanın ve gecenin ilerleyen bölümlerinde ağızlarındaki baklalar dökülmeye başladı. Önce Yaşar TOPAL kartını masaya koyan M. TUBCEL, daha sonra, bu programın masrafları için üç reklam arasında on iki reklam almamız gerekiyor, otellerden reklam almak için bu konuda belediyenin yardımını istiyoruz, dedi.
Ben de başkan ÇALIK’ın böyle işlere sıcak bakmadığını ve hiçbir şekilde reklam için belediyenin araya girmeyeceğini, basın kuruluşu olarak reklamlarını kendilerinin almaları gerektiğini söyledim. Bizim için görüşme ayarlamanız yeterli dediler. Biz sizin için randevu talep ederiz. Bunun dışında belediye adına asla bir talepte bulunmayız. Oteller randevu talebinizi kabul ederler veya etmezler hiçbir şekilde karışmayız. Ancak onlardan ne talep edeceğinizi burada ifadeye koyun, ne isteyeceksiniz biz bunu önceden muhakkak bilmek isteriz dedik. Herhangi yanlış bir talepte bulunulması halinde randevu için de aracı olmak istemeyeceğimizi açıkça söyledim. Mustafa TÜBCEL’de ben kanal yetkililerine bir sorayım yarın programın planlanması sırasında ne isteneceğini de konuşalım, dedi. Ayrıldık.
Ocakbaşında Öğlen Yemeğinde Görüşme
Yayın ekibiyle Belek/ Ocakbaşında öğle yemeğinde tekrar biraya geldik. Yemekte basın birimimizin sorumlusu Murat BALTA’da bulundu.
Mustafa TÜBCEL önce yapacakları programın formatını anlattı. Sonra otellerle görüşmek için belediye olarak yönlendirme yapmamamızı randevu almamızı tekrar istedi. Randevu talebi kolay ancak otellere yapacağınız teklifi net olarak bilmek isterim, açıkça ifade edin 12 otelden reklam için ne istiyorsunuz diye tekrar sordum. Her biri için 13.800 TL +KDV fiyatını verdiler! Hiçbir otelin böyle bir rakamı vermeyeceğini, otellerin tıklım tıklım dolu olduğunu, reklama ihtiyaçları olmayan bir dönemde olduklarını söyledim.
Astronomik bir para istiyorlardı. 12 otelle bu anlaşmayı yapıp yayın yapmayı planlamışlardı. 165.600+KDV bir parayı aslında bizden istiyorlardı! Bu parayı oteller size vermez. Bizden lojistik destek dışında bir talebinizin olmayacağını söylemiştiniz, sözünüzde durun, dedim. Ayrıca bu tür naklen yayınları biz 10.000 liraya yaptırıyoruz. Bu parayı tedarik edelim otelleri rahatsız etmeyin teklifinde bulundum. Bu paranın masraflarını kurtarmayacağını söyleyip kem küm ettiler. Bunun üzerine gidin otellerle görüşün biz bu konuda araya girmeyiz, yanınızda hiçbir belediye görevlisi olmaz, bu konuda hiç kimseye belediyenin nüfuzunu kullandırmayız, şimdiden söyleyelim sonradan can sıkıcı bir durumla karşılaşmayalım, dedim.
Bu görüşme sırasında lafı yine FETÖ’ye getirdiler. Herkesin FETÖ meselesinde yerini belirlemesi gerektiğini, otellerinde bu anlamda taşın altına elini koymalarını gerektiğini, FETÖ derneklerini kurarak konfederasyon haline getireceklerini, sonra da konfederasyon olarak Cumhurbaşkanımızı Nobel Barış Ödülü’ne aday teklif edeceklerini söylediler. Bunu bize kahvaltı sırasında Nurettin VEREN’de söylemişti! M. TUBCEL aslında bize diyordu ki, otelleri arayın, bu reklamları vereceksiniz, FETÖ konusunda durduğunuz yeri göreceğiz, vermiyorsanız FETÖ konusunda durduğunuz yer belli değil demektir, yoksa biz karışımayız haaa…! deyiverin!
Adamlar bize şantaj yapıyordu ve bizim de kendileri adına otellere şantaj yapmamızı öneriyordu.
Konu bizim açımızdan netleşmişti. Bu arkadaşlar buraya para sızdırmaya gelmişlerdi ve komutanları da Nurettin VEREN’di! Bizim için FETÖ programı yapacaklar ve sözde bizi aklayacaklardı! Ne de olsa Yaşar TOPAL’ın dosyasının % 80’i yalan ama % 20’si gerçekti! Geri de kalan % 20’yi de bunlar aklayacaklardı!
Tam bir soytarılıktı! Yemek ortamında fırçalamak istemedim. Akşam belediyedeki ofisime gelin orada görüşelim dedim.
Nurettin VEREN Arıyor.
Belediye geldikten bir müddet sonra beni, 054347…55 no’lu telefondan Nurettin VEREN doğrudan aradı. Başkan bizimle program yapmak istemiyormuş, öyle mi dedi. Ben de böyle bir şey yok, kanal sahipleri otellerden reklam işinde başkanı aracı kullanmak istiyorlar. Otel başı 13.800+KDV fiyat belirlemişler, Başkan bu konuda otellere bir zorlama yapmaz, otellerle böyle bir ilişkiye girmez, dedim. Nurettin VEREN de bu naklen yayının bazı masrafları vardır. Bunları karşılamaları gerekir. Herkesin FETÖ’ye karşı konumunu belirlemesi gerekir. 13 bin diye bir şey yok, kimi 13, kimi 5, kimi 10 kimi de 50- 100 verir diye konuştu. Siz arkadaşları yönlendirin onlar reklamı alırlar türünden laflar etti. Mendili ortaya açmışlardı ve kimden ne koparabilirsek moduna girmişlerdi. Bu konuşmadan sonra Nurettin VEREN’in konumu hakkında kanaatim daha da netleşti.
Akşamüzeri Ofisimde Görüşme
Akşamüzeri sözleştiğimiz üzere, Mustafa TUBCEL Sevde AKOVALI ve İzzet KUCUR konuşmak üzere belediyedeki ofisime geldiler. Kendilerine beni Nurettin VEREN’e neden arattıklarını sordum. TÜBCEL, biz bilgi verdik kesinlikle arattırmadık dediler. Peki o zaman neden Başkan program yapmak istemiyor diye bilgi verdiniz, diye sordum. Aradıklarını ama öyle söylemediklerini ifade ettiler. Peki siz böyle bir şey söylemedinizse, Nurettin VEREN bana neden böyle söyledi, diye sorduğumda, yaşlılığından öyle anlamış öyle söylemiştir dediler! Bu cevap beni tatmin etmedi dedim.
Burada bulunan üç kişinin yüzüne açıkça şöyle söyledim: “Bakın arkadaşlar artık açık konuşma zamanı, şantaj kokusu hissediyorum. Hiç hoşuma gitmedi bilesiniz. Bu iş iyi bir yere doğru gitmiyor. Bizim FETÖ ile ilgili gocunacak hiç bir şeyimiz yok. Beni tanımıyorsunuz, yanlış kapıyı zorluyorsunuz, yapmayın, son pişmanlık fayda vermez”
Bu sözlerim üzerlerinde şok etkisi yaptı ve büyük bir panik haline girdiler. Mustafa TÜBCEL KANAL AVRUPA yetkililerine sövmeye saymaya başladı. “Bizi bu duruma düşürdüler, kendileri gelsinler reklamlarını alsınlar” türünden laflar etti. Tiyatro oynuyordu! Bu konuşmada kendilerine bir kez daha “yanlış kapıyı çalıyorsunuz, yanlışta ısrar ederseniz çok büyük yanılgıya düşersiniz, işin sonunda biz buraya nereden düştük sorusunu kendinize sorarsınız, dedim. Ağzınızdan Yaşar TOPAL baklasını çıkarttıklarında niyetlerini anladığımı, Yaşar TOPAL’lar gibi bir çok iftiracı gördüğümüzü, arkasında kim olursa olsun hiç birine pabuç bırakmayacağımızı söyledim ve görüşmeyi sonlandırdım.
Bir Gün Sonra
Ertesi gün Nurettin VEREN bu kez başkan Ramazan ÇALIK’ı doğrudan aradı. Aradığında tesadüfen başkanın yanındaydım. Başkan telefonun mikrofonunu açtı. VEREN telefonda, başkanım ben pazartesi günü vali ve başsavcıyla beraber programa geleceğim, programa onay veriyor musunuz diye sordu. Başkan, programa onayda sıkıntı olmadığını, Kanal Avrupa yetkililerinin otellerden reklamlarını bizzat belediyenin almasını istediğini, bunun uygun ve etik olmadığını, söyledi. Nurettin VEREN de bir miktar kıvırarak, böyle bir talebin doğru olmayacağını, başkana katıldığını, otellerden randevu alınmasının yeterli olacağını, söyledi. Başkan da bu konuda sıkıntı olmadığını, reklamı alması gerekenin KANAL AVRUPA’nın ilgili ve yetkili birimleridir. Belediye olarak biz daha ileri gitmeyiz, işletmecileri rahatsız etmeyiz, bu doğru olmaz dedi ve görüşme sonlandı.
Bu aşamadan sonra KANAL AVRUPA ekibi ve Nurettin VEREN, belediyenin nüfuzunu kullanarak otellerden para alamayacaklarını gördüler. Gerçek şuydu. 10.000 TL gerektiren naklen yayın masrafı için 165.600+KDV para talep etmiş, bir başka deyişle soyguna gelmiş fakat sonuç alamamışlardı. Bu ekip bu işi ticaret haline getirmişti.
Şantaj Sonuç Veremedi ve Yaşar Topal Sahnede!
Cuma günü Avukat Yaşar TOPAL Facebook’tan bir duyuruda bulundu. AKİT TV’ye naklen yayın sırasında telefonla bağlanacağını ve ifşaatlardı bulunacağını beyan etti. Nurettin VEREN harekete geçmişti..! Bunun üzerine yayından yarım saat önce, basın birimimiz sorumlusu Murat BALTA’ya talimat verdim. AKİT Bölgesi temsilcisi Mehmet Bey’i aramasını, Yaşar TOPAL’ın kim olduğunu anlatmasını, şantaj yaptıklarını, bunun içinde AKİT TV’yi kullandıklarını bilmelerini, yanlış bir şeye alet olmamaları için tedbir almalarını istedim. Bölge temsilcisi Mehmet Bey’e derhal AKİT TV merkezini bilgilendirdi.
Bilgilendirmeden sonra iftiracı Yaşar TOPAL AKİT TV’de canlı yayına bağlantısı iptal edildi. Nurettin VEREN’in AKİT TV’yi kullandığı basın kuruluşunun sahipleri tarafından anında anlaşılmıştı. Hatta meseleyi çözümleyen AKİT TV sorumluları, Nurettin VEREN’in isteğiyle canlı yayına bağlanacak bir başkasının bağlantısını da iptal etti.
Yaşar Topal Alet Olduğu Kumpası Deşifre Etti!
Bundan hemen sonra Yaşar TOPAL nasıl bir rezilliğe alet olduğunu bizzat kendisi sosyal medyasında belgeledi. FACEBOOK’ta şunları yazdı.
Duyuru: AKİT TV’ye neden bağlantım engellenmiş lütfen okuyun. NASIL SANSÜRLENDİM GÖRÜN GERÇEKLERİ DEĞERLİ HALKIM!
Ben hiçbir şeyi belgesiz konuşmam. Tekrar söylüyorum, susturamazsınız, engelleyemezsiniz!
AKİT tv şahsıma canlı yayın teklifinde bulundu, ancak bağlanmadılar. Gelen baskılar sonucu bu bağlantı engellendi. Susturamazsınız!
AKİT TV baskılara boyun eğmekle FETÖ ile mücadele ettiğini söyleyemez. Önce samimi olacaksınız Korkmayacaksınız, dedi.
Yaşar TOPAL Şantajcılarla Yaptığı Anlaşmayı Belgeleyen Whatshapp İletişimlerini Yayınladı.
Yaşar TOPAL haklılığına delil olarak S.u Fadime YER… 0532 748 .. 88 adına kayıtlı numaradan yaptığı whatshapp konuşma metinlerini yayınladı.
Evet yaptığı yayınlarla ve yayınladığı whatshapp mesajlaşmaları ile kendisini kullanan şantaj şirketini deşifre etti. Ancak çok zeki olduğu ve hırsları aklının çok önünde olduğu için bunun bile farkında olmadı! Rezil şantajcılarla yaptığı yazışmaları bizzat yayınladı. Bu yayınları sonradan silmesiydi, oyuna getirildiğini kabul edip ahlaksızları ifşa etseydi bu arkadaş için bu cümleleri asla kurmaz ahlakını sorgulamazdım.
Bu yazışmalardan anlaşılan;
- A) Yaşar TOPAL’ın AKİT’ de yayına bağlanması işini Nurettin VEREN’le beraber organize eden kişi, S.u Fadime YER adlı 0532 748 .. 88 no’dan irtibat kuran kişiymiş.
- B) u Fadime Yer adlı kişi Yaşar TOPLAL’ı AKİT TV adına aramış! AKİT TV’nin adını kullanmış.
- C) Yaşar TOPAL’ı AKİT TV adına arayarak onu Nurettin VEREN’in programına bağlama teklifi yapan 0532 7…. 88 ‘no’lu S.u Fadime YER, aslında KANAL AVRUPA’NIN istihbarat şefiymiş! (Serik’e gelen ekipteki Aydemir ELGİN’de bize kendini ilk önce AKİT TV istihbarat şefi olarak tanıtmış, iş ortaya çıkınca KANAL AVRUPA istihbarat şefliğinde karar kılmıştı.)
- D) u Fadime YER… adlı kişi Serik belediyesi ile ilgili dosya hazırlayıp Nurettin VEREN’e vermiş. Yaşar TOPAL’a kendini AKİT TV olarak tanıtan bağlantı iptal edildiğinden dolayı TOPAL tarafından sıkıştırılınca, KANAL AVRUPA’nın istihbarat şefi olduğunu itiraf eden Fadime YER, Yaşar TOPAL’ın canlı yayına bağlanması talimatını bizzat Nurettin VEREN’den almış olduğunu söylüyor!
Ak Parti Serik Belediye Başkanı Adayının Danışmanı Yaşar TOPAL Paylaşımlarını Yayınladıktan Kısa Bir Süre Sonra Neden Sildi?
Bu sorunun cevabını özellikle Yaşar TOPAL’dan bekliyoruz?
Niye sildin Yaşar? Hayatta bir kez de doğrunun arkasında dursaydın, seni mendil gibi kullanıp atanları deşifre etseydin ya! Mertlik yiğitlik doğruluk sana göre değil mi Yaşar? Şayet sen samimi bir adam olsaydın, beni de kandırdılar der, o paylaşımları silmezdin. Seni kandıranları deşifre ederdin.
Sana AKİT diye gelmişler, KANAL AVRUPA çıktılar öyle mi? Biz onları besleseydik, senin gerçekte çöp olan FETÖ dosyanı senden isteyip seni AKİT TV’ye çıkartmaya kalkmayacaklardı. Tam tersine senin hazırladığın dosyanın iftira olduğuna dair yayın yapacaklardı. Üstelik gerçeklere uygun bir yayın olacaktı.
Seninle bizi korkutmak istediler. Korkmayınca da seni kullanarak bize senin vasıtanla iftira atmaya kalktılar. Durum bundan ibarettir. Ben şimdi şunu düşünüyorum? Bu ekip yaptıkları programlarla acaba kaç FETÖ’cüyü aklama programı yaptı? Ver parayı aklan! Öyle mi?
Serik belediyesi için bu adamları araştırıp bulan senmişsin, öyle söylüyorsun Bu nasıl bulmak öyle Yaşar? Muhataplarını AKİT TV zannediyorsun., KANAL AVRUPA çıkıyor! Beni arayıp teklifi yapan sizsiniz diyorsun. Şantajcı ekibin mensubu hanım sana ben AKİT TV’den değilim, KANAL AVRUPA istihbarat şefiyim, N.VEREN hem bizimle hem AKİT’le çalışır diyor. Kadın kıvırıyor seni aldattık diyor, anlamıyorsun! Bizimle senin aramızdaki fark bu işte. Biz bu adamların AKİT’le ilgisi olmadığını onbeş dakika içinde öğrenmiştik! Sağa sola iftira dosyaları gönderiyorsun, dosyanın kimin eline geçtiğini bile bilmiyorsun! Verdiğin mücadelede mevzi kaybettiğini söylüyorsun! Anlamıyorsun, anlamadığını da anlamıyorsun, neden mevzi kaybettiğini anlamanı nasıl bekleriz?
Hani KANAL AVRUPA’da telafi programı yapacak senin şerefini haysiyetini kurtaracaklardı! Neredeler Yaşar? Yalanla nereye kadar Yaşar? Fadime YER uygunsanız arayıp durumu anlatayım diyor. Anlatıyor ve sen Yaşar, FETÖ savaşçısı Yaşar, büyük avukat Yaşar, bütün paylaşımlarını siliyorsun. Neden?
Ahlaksız şantajcıları sahtekârları deşifre etmemek için elinden geleni yapıyorsun. Sen her şeyini kaybetmişsin Yaşar, mevzi kazansan ne olur kaybetsen ne olur? Ha bir de benim takipçilerim var diyorsun ya, işte o çok hoş! Artist misin be mübarek diyesim geldi! Bırak dünyadaki takipçilerini de ahiretini takip işlerine bak. Zira takip ediliyorsun Yaşar! Takip eden senin gibi yazıp yazıp silmiyor! Bir yazıyor pir yazıyor bilesin.
Ben bu konudaki gerçekleri, yer isim telefon belirtilerek en ince ayrıntısına kadar bildirdim. Yani bu gerçekleri, MİT, emniyet istihbarat, ve devletin ilgili bütün kurumları olayın gerçekleştiği tarihten itibaren biliyor.
Bu konular artık kamuoyunca bilinmeli ve açık istihbarat haline gelmeli. Yani Tarihe geçmeli! Şunlar gerçektir.
KANAL AVRUPA ile şirket kuran Nurettin VEREN Türkiye’yi dolaşıp FETÖ olayını ranta çevirmeye çalışan eski bir FETÖ’cüdür.
Memleket kaygısıyla değil FETÖ bunu bünyesinden attığı için FETÖ aleyhtarıdır. Belki de halen FETÖ’ye hizmet etmektedir, bilmiyorum, bilemeyiz!
FETÖ’cü olmadığını bildiği halde birine iftira atmaya kalkmak, dahası menfaat sağladığı bir takım FETÖ’cüleri aklamak nasıl açıklanırsa, öyle açıklanacaktır N. VEREN’in konumu!
VEREN’e program yaptırıp para verirseniz FETÖ’den yırtacaksanız. Ona para vermezseniz sizi FETÖ’cü ilan edecek! Durum budur!
Gerçek şu ki, bu ülkede bir sürü kirli basın kuruluşu vardır ve FETÖ işinden insanların korkularını kullanarak şantajla para sızdırmışlardır. Bunlar her memlekette birkaç örneği bulunan Yaşar TOPAL’ları, Ömer GÜRLER’leri kullanmaktadır.
Nurettin VEREN adlı şahıs, programlarında tersten FETÖ propagandası yapmaktadır. Her programda bu adamların ne kadar tehlikeli olduklarını, ne kadar güçlü olduklarını anlatmaktadır. FETÖ Türkiye Cumhuriyeti Devleti içine sızdırılmış bir istihbarat örgütüdür. Devletin ve Milletin bekası tehlikededir. Bu doğrudur ama bunlarla doğru mücadele edildiği takdirde temizlenmesi de mümkündür. Dünyada bir taraftan kınanırken, bir taraftan da ne kadar güçlü oldukları anlatılan Yahudiler gibi propagandaları yapılmaktadır! FETÖ Yahudi icadı bu propaganda stratejisiyle ayakta tutulmaktadır! Bu durumu fark etmemek FETÖ ile mücadeleyi zaafa uğratmaktadır.
Yaşadığımız bu talihsiz olaydan sonra ve bu konudaki bilgilendirmelerimizle, televizyonlarda N.VEREN programları son derece azalmıştır. Az da olsa zaman zaman ekranlarda görünmektedir. Nurettin VEREN’i programa çıkaran programcılar bu hususlara özellikle dikkat etmelidirler.
Devletimizin valileri savcıları yargıçları Nurettin VEREN türü FETÖ dönmesi adamlarla ilişkilerinde dikkatli olmalı, bu ilişkilerin kullanılmasına fırsat vermemelidir.
Yaşar TOPAL’ın Kaldırdığı Suçun İfşası Niteliğindeki Paylaşımlarını Yayınlıyorum.
Son olarak Yaşar TOPAL’ın, suç ortakları ifşa olunca, ifşa olan suç ortaklarından korkusuna ve/veya suç ortaklarını koruma ahlakı nedeniyle alel acele kaldırdığı bazı paylaşımları yayınlıyorum.
Yaşar TOPAL’ın hafızasını tazeleyelim de hafızası TOPALLAMASIN, istiyorum! Ayrıca bütün Serik ve ülke bunu okusun da Yaşar TOPAL ne menem bir FETÖ avcısıymış bilsin tanısın! Ha bir de onu danışman tayin edenler, Yaşar’a bakıp akıbetlerini görsünler. Yanlış adamla doğru yola gidilmez! Kılavuzu karga olanın diye boşuna söylemedi atalar!
Evet yaşar TOPAL bak burada yayınlıyorum. SUSTURAMAZSINIZ diye bağırıyordun ya, SUSMASAYDIN ya, niye SUSTUN!? Sustururlar, yavrum Sustururlar. Sen de bu ahlak oldukça seni herkes susturur. Susturmak ne kelime, dahası yazdıklarını sildirirler. Her tükürdüğünü sana YALATIRLAR. SİLDİKLERİNİ veya bir başka deyişle tükürüp YALADIKLARINI aşağıda ben sana hatırlatıyorum.
Demek ki neymiş yazılan bu dünyada bile kolay kolay silinmiyormuş. Bir de öbür dünyası var bu işin! Gerçi seni bağlamaz değil mi? Silersin geçer!